“Kirlenmek
güzeldir” diyen Omo’nun çocuk gelişimi, oyun, spor, oyun süreleri, sanal ortam
gibi pek çok konudaki araştırma sonuçlarını inceleme fırsatı buldum.
Omo 23 Nisan’da çocukların daha fazla
açık havada oynamasına ilham vermek amacıyla çeşitli okullara, yerel yönetim
etkinliklerine ve Sivil Toplum Kuruluşları işbirliğiyle toplam 40.000 top hediye etmiş. 28 Mayıs Dünya Oyun Oynama Günü
için de 7’den 70’e herkesi oyuna davet
edecek renkli aktiviteler planlıyorlarmış.
2004 yılında oluşturduğu “Kirlenmek Güzeldir”
felsefesiyle ile çocuk gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan Omo’nun Kirlenmek
Güzeldir kampanyası, 78 ülkede tüketicilerle buluşuyormuş.
Buradaki amaç çok güzel. Bana her zaman çok düzenli evler
ya da hep tertemiz giyimli çocuklar ilginç gelmiştir. Yaşamın içinde olan evde
biraz dağınıklık, oyunun içinde olan çocukta biraz kir olmalı. Üzerine çamur
bulaşmalı ya da boya kalemleri biraz giysilerine de resim yapabilmeli.
Omo bu konu da çeşitli araştırmalar ve projeler yapıyor. Bu araştırmalardan
çıkan bazı sonuçlar ise çok düşündürücü:
Şubat ve Mart 2016 yapılan araştırmaya 5-12 yaş arasında çocuğa sahip 12,170
ebeveyn katılmış. (Amerika,
Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Portekiz, Güney Afrika, Türkiye, İngiltere
ve Vietnam)
·
Türkiye’de her on çocuktan altısı (%61) ortalama bir
günde 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynuyor. Bu süre mahkumların açık
havada geçirmeleri tavsiye edilen [1] minimum
sürenin altında.
·
Türkiye’de yaklaşık her yedi çocuktan biri ortalama bir günde hiç dışarıda oyun
oynamıyor.
·
Türkiye'deki ebeveynlerin %94'ü oyun oynama fırsatına
sahip olmayan çocukların öğrenmede zorluk yaşayacağına, %70'i ise çocuklarının
dışarıda oynamak için yeterli fırsata sahip olmadığına inanıyor. Ebeveynlerin
%59’u çocuklarının kapalı
alan ve açık hava oyunlarında daha iyi bir dengeye sahip olmasını istiyor.
Bu
araştırmalar gösteriyor ki dışarıda oyun oynama oranı hızla düşüyor. Türkiye
Danışmanı Prof. Dr. Yankı Yazgan çocukların hayatında oyunun çok önemli
olduğunu belirtiyor.
“Çocukların
çoğunun dışarıda geçirdikleri zamanın” bir mahkumun açık havada geçirdiği zaman
kadar az olduğunu duymak çok üzücü.
· Türkiye’deki
ebeveynlerin %57'si, çocuklarının kendi çocukluk dönemlerine kıyasla daha az
oyun oynama fırsatına sahip olduğuna inanıyor.
·
Ülkemizdeki
her 10 ebeveynden 9'u (%90) çocuklarının gerçek hayatta spor yapmak yerine
sanal ortamda spor oyunları oynamayı tercih ettiğini belirtirken, her 2
ebeveynden 1'i (%50) çocukları ile açık havada oyun oynamak için zamanlarının
olmadığını söylüyor.
Modern
hayatın baskıları nedeniyle ebeveynlerin yarısı dışarıda oynayan çocuklarını
gözetmek ya da onlarla beraber dışarıda oyun oynamak için az zamanları olduğunu
ya da hiç zamanları olmadığını belirtiyor.
Uzmanlar çocukların teknolojiyi kullanmalarının kendilerine bir çok farklı
yarar sunduğu konusunda hemfikir olmakla beraber ekran başında geçirilen zamanı
çocuklarını açık havaya çıkarmada bir engel olarak görüyor.
Kirlenmek Güzeldir Global Çocuk
Gelişim Danışma Kurulu Başkanı Sir Ken, “Oynamak, çocukların
öğrenmelerine, tecrübe etmelerine, odaklanmalarına, konsantrasyonlarına,
kendilerine daha dönük olmalarına ve sosyal güvenlerini geliştirmelerine
yardımcı olur. Oyun aynı zamanda çocukların paylaşım, kurallara uyma, sıra
bekleme, diğerlerinin seçimlerine saygı duyma, kaybetmeyi kabullenme, sabretme,
hoşgörülü olma, açık fikirli olma ve empati kurma gibi önemli yetkinlikleri
kazanmalarına yardım eder.
Çocuklarınızın serbest türde, daha az kurgulanmış oyunları dışarıda güvenle ve özgürce oynamalarına izin verin; onların girişken tavırlarına, hayal kurma ve yaratım becerilerine şaşıracaksınız. Onları şimdiden geliştirmek ve gelecekte başarılı, çok yönlü ve mutlu birer erişkin olmalarına yardımcı olmak için çocuklarımızın hayatında aktif oyuna yer vermeliyiz.”
Çocuklarınızın serbest türde, daha az kurgulanmış oyunları dışarıda güvenle ve özgürce oynamalarına izin verin; onların girişken tavırlarına, hayal kurma ve yaratım becerilerine şaşıracaksınız. Onları şimdiden geliştirmek ve gelecekte başarılı, çok yönlü ve mutlu birer erişkin olmalarına yardımcı olmak için çocuklarımızın hayatında aktif oyuna yer vermeliyiz.”
Prof. Dr. Yankı Yazgan araştırma sonuçlarının ortaya
koyduğu oyun oynama alışkanlıklarındaki dengesizlikte etkin olan üç temel
engele dikkat çekiyor: “Dengesizliğe en fazla etkisi olan 3 öge ebeveynlerin
aşırı kontrolcü yaklaşımı, çocukların ekranlara olan aşırı ilgisi ve çocukların
gündelik programlarının giderek yoğunlaşması. Çocukların gelişim dönemlerinde
ihtiyaç duydukları oyun ve faaliyetler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan
ebeveynler, bilgi eksiklikleri nedeniyle risk almamak için kontrolcü davranıp
ev ortamını çocuklar için daha güvenli bulabiliyor.
Ev, onlar için dışarıda yaşanabilecek kazalara, soğuğa, sıcağa ve daha pek çok riske karşı bir kale. Ancak bu kalede yeterli uyaran olmadığı gibi çocukların karşılaşması gereken zorluklardan paylarına düşen dersleri alma şansı da yok. O yüzden ailelere çocuklarının oyunlarına ve aktivitelerine doğrudan müdahil olmadan ama elbette güvenliklerini gözeterek çocuklarına yaparak, yaşayıp anlamlandırarak, deneyimleyerek öğrenme fırsatı tanımalarını öneriyoruz.”
Ev, onlar için dışarıda yaşanabilecek kazalara, soğuğa, sıcağa ve daha pek çok riske karşı bir kale. Ancak bu kalede yeterli uyaran olmadığı gibi çocukların karşılaşması gereken zorluklardan paylarına düşen dersleri alma şansı da yok. O yüzden ailelere çocuklarının oyunlarına ve aktivitelerine doğrudan müdahil olmadan ama elbette güvenliklerini gözeterek çocuklarına yaparak, yaşayıp anlamlandırarak, deneyimleyerek öğrenme fırsatı tanımalarını öneriyoruz.”
Yazgan,
çocukların teknoloji ve ekranlara olan ilgisi konusunda da şunların altını
çiziyor: “Dijital dünyaya doğan bir nesil
yetiştirdiğimiz gerçeğini kabullenmeliyiz, çocukların dijital teknolojiyle iç içe
büyümesine karşı çıkmak hayatın akışına aykırı. Burada dikkat edilmesi gereken
teknolojiyi ve ekranları çocuk bakıcısı olarak ya da ilişkiyi, sahici deneyimi
engelleyici biçimde kullanmamak.
Ekran ile ilişki artıp ekran hem bir oyun yeri ve hem de oyun arkadaşı haline gelince oyun dengesizliği karşımıza çıkıyor. Ebeveynlere düşen sorumluluk, içeride ve açık alanda oynanan oyunlar ile ekran başında ve ekran dışında oynanan oyunlar arasında bir zaman dengesi kurabilmeleri için çocuklarına rehber olmak”.
Omo, 28 Mayıs Dünya Oyun Oynama Günü'nde Beşiktaş Abbasağa Parkı'nı dev bir oyun parkına çeviriyor:
Ekran ile ilişki artıp ekran hem bir oyun yeri ve hem de oyun arkadaşı haline gelince oyun dengesizliği karşımıza çıkıyor. Ebeveynlere düşen sorumluluk, içeride ve açık alanda oynanan oyunlar ile ekran başında ve ekran dışında oynanan oyunlar arasında bir zaman dengesi kurabilmeleri için çocuklarına rehber olmak”.
* * *
Omo, 28 Mayıs Dünya Oyun Oynama Günü'nde Beşiktaş Abbasağa Parkı'nı dev bir oyun parkına çeviriyor:
Omo’ya çocuklara ve oyuna verdiği bu desteği için teşekkür ediyorum. Her
çocuk oyun oynamalı, kirlenmeli ve gülmeli.
Sevgiler,
Çiğdem
Yorum Yap:
0 yorum:
kocaman teşekkürler :)