Geçen hafta Disney’in davetlisi olarak pek çok anne-baba
toplanarak “çizgi filmleri” konuştuk. Üstün Dökmen’in güzel sohbetinin ardından
Disney yetkilileri bize şirketin kuruluşu ve bugünkü işleyişini anlattılar.
Ama ben biraz daha geriye gitmek istiyorum. Daha önce pek
çok kere yazdım – çizdim “Çiğdem çizgi film sever – izler”
Elif ve Kerem’de belli saatlerde ve belli çizgi filmleri
izliyor. Prenses Sofia, Miles Yarının
Ötesinde (benim favorim), Jake ve varolmayan ülkenin korsanları, Hayri
Canavargil, Nina – sakın bekleme, Zet Frog, Doktor Dottie favorilerimiz.
Ben çizgi filmlerin ve masalların çocuklara iyiyi – doğruyu
– kötüyü – yanlışı anlatırken yardımcı olduklarına inanıyorum.
Hayatımızdan örnek vermek gerekirse:
Elif’e iyi ve kötüyü anlatmaya çalışıyorum. “Yabancılardan
bir şey alınmaz” Arada böyle tekrar konuşmalar yapıyoruz. Sohbetimizin ertesi
günü otobüste bir yabancıdan sakız paketi aldı ve bir de teşekkür etti. “Neden
aldın” dedim “Ama ‘alır mısın’ dedi” dedi. Hadi bakalım.
Kötü – iyi diye başladım anlatmaya yine. Cevap gene aynı
“niye kötüler var?”
Çocuğun aklı “kötü”ye çalışmıyor. Hep soru aynı “neden kötü
var – niye kötülük var”
İşte ben bu durumlarda “çizgi filmlerden” destek alıyorum.
Mesela Sofia seyrediyoruz. Cedric ‘in krallığı ele geçirme çabasının kötülük
olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
“Soyuttan” anlamadığını yumuşak görüntülerle
“somut” olarak görünce daha kolay anlıyor.
Net çizgiler olmalı: Ne izlediğine biz karar veriyorsak
zaten sorun yok.
İyi bir ekiple hazırlanmış, kaliteli, görsel yönü yumuşak ve
seyrederken size huzur veren bir çizgi film sadece çocuklara değil büyüklere de
iyi gelir. Biz de böyle.
Çizgi film güzeldir. Perileri, prensesler, sihirler, hep
iyiler kazanır, güzel çiçekler, büyük evler, aileler, arkadaşlar, çocukların
hayvan arkadaşları vardır. Bir de karakterlerden edindikleri güzel davranışlar.
Çocukların yüzlerinin güleceği şeyleri izlemesi bence iyi bir şey.
Biz evde Disney Junior’u tercih ediyoruz. Reklamsız olması
bizim için harika. Elimizde meyvemizle günde iki çizgi film hakkımız oluyor.
Burada kuzular istediklerini seçiyorlar.
Her çocuğun aynı şartlara sahip olmadığını hatırlatmak
isterim. Herkes bakıcılı, özel okullu ya da sürekli etkinlik yaparak günü
geçirecek bir hayat yaşayamıyor.
Evinde bulaşık makinesi olmayan 3-4 çocuklu
aileler var. Bu anneler akşama yemek yapacak. İşte bu anlarda çizgi film bir
anne için büyük kurtarıcı.
Bizler de çizgi film izledik. Psikolojimizde bir
sorun görmüyorum. Kendimi peri zannetmiyorum ya da uçmaya çalışmıyorum.
Önemli olan seçici olmak ve kontrolü kaybetmemek.
Sevgiler,
Çiğdem
Yorum Yap:
0 yorum:
kocaman teşekkürler :)